detail
US /dɪˈteɪl/
UK /dɪˈteɪl/
1.
ayrıntı, detay
a small part of something
:
•
The artist paid great attention to every detail in the painting.
Sanatçı, tablodaki her ayrıntıya büyük özen gösterdi.
•
Please provide all the necessary details for the report.
Lütfen rapor için gerekli tüm ayrıntıları sağlayın.
1.
detaylandırmak, ayrıntılandırmak
to describe or explain something fully, including all the small parts
:
•
Can you detail the steps involved in the process?
Sürecin adımlarını detaylandırabilir misiniz?
•
The report details the findings of the investigation.
Rapor, soruşturmanın bulgularını detaylandırıyor.