crop

US /krɑːp/
UK /krɑːp/
"crop" picture
1.

ürün, mahsul

a cultivated plant that is grown on a large scale commercially, especially a cereal, fruit, or vegetable

:
•
Wheat is a major crop in this region.
Bu bölgede buğday önemli bir üründür.
•
The farmers are hoping for a good crop this year.
Çiftçiler bu yıl iyi bir ürün bekliyorlar.
:
harvestyieldproduce
2.

kısa saç kesimi, kesim

a very short haircut

:
•
He got a military crop before joining the army.
Orduya katılmadan önce askeri bir kısa saç kesimi yaptırdı.
•
Her new pixie crop really suits her.
Yeni pixie kesimi ona çok yakışıyor.
:
bobpixie cutbuzz cut
1.

budamak, ekip biçmek

cut the top off (a plant)

:
•
The gardener decided to crop the rose bushes to encourage new growth.
Bahçıvan, yeni büyümeyi teşvik etmek için gül çalılarını budamaya karar verdi.
•
Farmers crop their fields annually.
Çiftçiler tarlalarını her yıl ekip biçerler.
:
trimprunecultivategrow
2.

kısa kesmek, kırpmak

cut short the hair of (a person or animal)

:
•
She decided to crop her hair for the summer.
Yaz için saçlarını kısa kestirmeye karar verdi.
•
The sheep are regularly cropped for their wool.
Koyunlar yünleri için düzenli olarak kırpılır.
:
cutsheartrim
3.

kırpmak, kesmek

cut off the unwanted parts of (a photograph or other image)

:
•
You can crop the image to focus on the main subject.
Ana konuya odaklanmak için görüntüyü kırpabilirsiniz.
•
Make sure to crop out any distracting elements from the photo.
Fotoğraftaki dikkat dağıtıcı unsurları kırptığınızdan emin olun.
:
trimcutclip
:
close-croppedcrop upcrop top