cost
US /kɑːst/
UK /kɑːst/
1.
maliyet, fiyat
the amount of money needed to buy, do, or make something
:
•
The total cost of the trip was over $1000.
Seyahatin toplam maliyeti 1000 doların üzerindeydi.
•
What's the cost of this new car?
Bu yeni arabanın maliyeti ne kadar?
2.
bedel, feda
a loss or sacrifice incurred in order to achieve something
:
•
Success often comes at a high cost.
Başarı genellikle yüksek bir bedel karşılığında gelir.
•
He saved her life at the cost of his own.
Kendi hayatı pahasına onun hayatını kurtardı.
1.
mal olmak, tutmak
require the payment of (a specified sum of money) before it can be acquired or done
:
•
This car will cost you a lot of money.
Bu araba sana çok paraya mal olacak.
•
How much does it cost to fly to New York?
New York'a uçmak ne kadar tutar?
2.
mal olmak, kaybettirmek
result in (loss or disadvantage) to someone
:
•
His mistake could cost him his job.
Hatası ona işini kaybettirebilir.
•
The delay will cost us valuable time.
Gecikme bize değerli zamanımıza mal olacak.