constitution
US /ˌkɑːn.stəˈtuː.ʃən/
UK /ˌkɑːn.stəˈtuː.ʃən/
1.
anayasa, kuruluş
a body of fundamental principles or established precedents according to which a state or other organization is acknowledged to be governed.
:
•
The country adopted a new constitution after the revolution.
Ülke devrimden sonra yeni bir anayasa kabul etti.
•
The US Constitution is one of the oldest written constitutions still in effect.
ABD Anayasası, hala yürürlükte olan en eski yazılı anayasalardan biridir.
2.
yapı, bileşim
the composition of something.
:
•
The chemical constitution of the new compound is still being analyzed.
Yeni bileşiğin kimyasal yapısı hala analiz ediliyor.
•
The constitution of the soil affects plant growth.
Toprağın yapısı bitki büyümesini etkiler.
3.
bünye, sağlık, dayanıklılık
a person's physical state of health and strength.
:
•
He has a strong constitution and rarely gets sick.
Güçlü bir bünyesi var ve nadiren hastalanır.
•
Her delicate constitution made her susceptible to illness.
Hassas bünyesi onu hastalıklara karşı savunmasız hale getirdi.