confused

US /kənˈfjuːzd/
UK /kənˈfjuːzd/
"confused" picture
1.

şaşkın, kafası karışmış

unable to think clearly; bewildered.

:
She felt completely confused after waking up from the long nap.
Uzun uykudan uyandıktan sonra tamamen şaşkın hissetti.
The instructions were so complicated that I got confused.
Talimatlar o kadar karmaşıktı ki kafam karıştı.
2.

karışık, düzensiz

disordered; jumbled.

:
The papers on his desk were a confused mess.
Masasındaki kağıtlar karışık bir dağınıklıktı.
The artist used a confused array of colors in his abstract painting.
Sanatçı, soyut resminde karışık bir renk dizisi kullandı.