check out
US /tʃek aʊt/
UK /tʃek aʊt/
1.
kontrol etmek, incelemek
to examine something or someone in order to be certain that everything is correct, true, or satisfactory
:
•
Can you check out the new security system?
Yeni güvenlik sistemini kontrol edebilir misin?
•
I need to check out this information before I can confirm.
Onaylamadan önce bu bilgiyi kontrol etmem gerekiyor.
2.
çıkış yapmak, ayrılmak
to leave a hotel or hospital after paying your bill
:
•
We need to check out by 11 AM.
Saat 11'e kadar çıkış yapmamız gerekiyor.
•
The patient will check out of the hospital tomorrow.
Hasta yarın hastaneden çıkış yapacak.
3.
göz atmak, incelemek
to look at someone or something because they are interesting or attractive
:
•
You should check out that new restaurant downtown.
Şehir merkezindeki o yeni restorana göz atmalısın.
•
He was checking out the new car models at the dealership.
Bayideki yeni araba modellerine bakıyordu.