check in
US /tʃek ɪn/
UK /tʃek ɪn/
1.
giriş yapmak, kayıt yaptırmak
to register one's arrival at a hotel, airport, or other venue
:
•
We need to check in at the hotel before 3 PM.
Saat 15:00'ten önce otele giriş yapmamız gerekiyor.
•
Passengers should check in two hours before their flight.
Yolcular uçuşlarından iki saat önce check-in yapmalıdır.
2.
iletişime geçmek, kontrol etmek
to make contact with someone, usually to report or get information
:
•
I'll check in with you later to see how it's going.
Daha sonra seninle iletişime geçeceğim, nasıl gittiğini görmek için.
•
She always checks in with her parents when she travels.
Seyahat ettiğinde her zaman ailesiyle iletişime geçer.