observe
US /əbˈzɝːv/
UK /əbˈzɝːv/
1.
gözlemlemek, fark etmek
to watch carefully the way something happens or the way someone does something, especially in order to learn more about it
:
•
The police observed the suspect's movements.
Polis, şüphelinin hareketlerini gözlemledi.
•
Scientists observe how animals behave in their natural habitat.
Bilim insanları, hayvanların doğal yaşam alanlarında nasıl davrandığını gözlemler.
2.
3.
uymak, riayet etmek
to obey a law, rule, or custom
:
•
You must observe the speed limit.
Hız sınırına uymalısınız.
•
They observe strict religious traditions.
Sıkı dini geleneklere uyarlar.
4.
kutlamak, anmak
to celebrate or acknowledge a holiday or special occasion
:
•
Many cultures observe the New Year with special rituals.
Birçok kültür, Yeni Yılı özel ritüellerle kutlar.
•
The company will observe the national holiday.
Şirket, ulusal bayramı kutlayacak.