card
US /kɑːrd/
UK /kɑːrd/

1.
2.
iskambil kartı
a small rectangular piece of stiff paper, used for playing games
:
•
Let's play a game of cards.
Hadi bir iskambil oyunu oynayalım.
•
He dealt the cards to each player.
Her oyuncuya kartları dağıttı.
1.
kimlik sormak
to ask for someone's identification or payment card
:
•
The bartender had to card him because he looked underage.
Barmen, reşit görünmediği için kimliğini sormak zorunda kaldı.
•
They will card everyone at the entrance to ensure they are over 21.
21 yaşından büyük olduklarından emin olmak için girişte herkesin kimliğini kontrol edecekler.