token

US /ˈtoʊ.kən/
UK /ˈtoʊ.kən/
"token" picture
1.

nişane, sembol

a thing representing something else

:
•
This gift is a token of my appreciation.
Bu hediye, takdirimin bir nişanesidir.
•
He gave her a small wooden bird as a token of his affection.
Ona sevgisinin bir nişanesi olarak küçük bir tahta kuş verdi.
:
symbolsignmarkemblemrepresentation
2.

jeton

a metal or plastic disk used instead of money for a particular purpose

:
•
You need to buy a token to ride the subway.
Metroya binmek için bir jeton almanız gerekiyor.
•
The arcade machine only accepts game tokens.
Atari makinesi sadece oyun jetonlarını kabul ediyor.
:
chipcoincounterdisc
3.

token, dil birimi

a word, phrase, or other unit of language, especially as a distinct entity in a data set

:
•
Natural language processing often breaks sentences into individual tokens.
Doğal dil işleme genellikle cümleleri ayrı ayrı tokenlara ayırır.
•
Each word in the text is considered a distinct token.
Metindeki her kelime ayrı bir token olarak kabul edilir.
1.

sembolik, göstermelik

serving as a symbol or reminder

:
•
The small ceremony was a token gesture of goodwill.
Küçük tören, iyi niyetin sembolik bir jestiydi.
•
They offered a token payment for the damages.
Hasarlar için sembolik bir ödeme teklif ettiler.
:
symbolicnominalperfunctoryminimalsuperficial
:
by the same token