bracket kelimesinin Türkçe anlamı
bracket İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
bracket
US /ˈbræk.ɪt/
UK /ˈbræk.ɪt/
İsim
1.
parantez, köşeli parantez
each of a pair of marks [ ] or ( ) or { } used to enclose words or figures so as to separate them from the rest of the text.
Örnek:
•
Please put the additional information in brackets.
Lütfen ek bilgileri parantez içine alın.
•
The formula is enclosed in square brackets.
Formül köşeli parantez içine alınmıştır.
Eş Anlamlı:
2.
braket, destek
a support, usually L-shaped, fixed to a wall to hold a shelf, lamp, or other object.
Örnek:
•
He installed a new shelf using metal brackets.
Metal braketler kullanarak yeni bir raf kurdu.
•
The lamp was held up by a decorative bracket.
Lamba dekoratif bir braket ile tutuluyordu.
3.
grup, kategori
a category of people or things that are grouped together, especially by age, income, or other characteristics.
Örnek:
•
The new tax policy affects people in the lower income bracket.
Yeni vergi politikası düşük gelir grubundaki insanları etkiliyor.
•
He falls into the 30-40 age bracket.
30-40 yaş grubuna giriyor.
Fiil
1.
parantez içine almak, köşeli parantez içine almak
to enclose (words or figures) in brackets.
Örnek:
•
You should bracket the optional information.
İsteğe bağlı bilgileri parantez içine almalısın.
•
The editor decided to bracket the author's comments.
Editör, yazarın yorumlarını parantez içine almaya karar verdi.
Eş Anlamlı:
2.
gruplandırmak, sınıflandırmak
to group (two or more people or things) together.
Örnek:
•
The survey results were bracketed by age group.
Anket sonuçları yaş grubuna göre gruplandırıldı.
•
We need to bracket these tasks together for efficiency.
Verimlilik için bu görevleri bir araya getirmemiz gerekiyor.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren