tier

US /tɪr/
UK /tɪr/
"tier" picture
1.

kat, seviye, sıra

one of a series of rows or levels placed one above another

:
•
The wedding cake had three tiers.
Düğün pastası üç katlıydı.
•
The stadium has multiple tiers of seating.
Stadyumun birden fazla katlı oturma alanı var.
:
levellayerrowrankgrade
2.

kademe, seviye, sınıf

a level in an organization or system

:
•
She works at the top tier of management.
Yönetimin en üst kademesinde çalışıyor.
•
The company offers different service tiers.
Şirket farklı hizmet katmanları sunuyor.
:
levelgraderankcategoryclass
1.

katmanlara ayırmak, seviyelendirmek

arrange in tiers

:
•
The seats were tiered to provide a good view for everyone.
Herkes için iyi bir görüş sağlamak amacıyla koltuklar katmanlı olarak düzenlenmişti.
•
The garden beds were tiered down the hillside.
Bahçe yatakları yamaç boyunca katmanlı olarak düzenlenmişti.
:
layerstackarrange in levelsgrade