baggage
US /ˈbæɡ.ɪdʒ/
UK /ˈbæɡ.ɪdʒ/

1.
2.
duygusal yük, geçmişten gelen sorunlar
past experiences or long-held feelings that can be a burden
:
•
She's trying to deal with her emotional baggage from her past relationship.
Geçmiş ilişkisinden kalan duygusal yüküyle başa çıkmaya çalışıyor.
•
Everyone carries some kind of personal baggage.
Herkes bir tür kişisel yük taşır.