alongside

US /əˈlɑːŋ.saɪd/
UK /əˈlɑːŋ.saɪd/
"alongside" picture
1.

yanında, boyunca

next to; beside

:
A car pulled up alongside ours.
Bir araba bizimkinin yanına yanaştı.
He walked alongside his wife.
Karısının yanında yürüdü.
2.

ile birlikte, aynı zamanda

in conjunction with; at the same time as

:
The new policy will be implemented alongside existing regulations.
Yeni politika mevcut düzenlemelerle birlikte uygulanacaktır.
She works alongside her colleagues on various projects.
Çeşitli projelerde meslektaşlarıyla birlikte çalışıyor.
1.

yanında, boyunca

alongside something

:
The boat docked neatly alongside.
Tekne düzgünce yanaştı.
He stood alongside and watched the parade.
Yanında durdu ve geçit törenini izledi.