along

US /əˈlɑːŋ/
UK /əˈlɑːŋ/
"along" picture
1.

boyunca

moving in a constant direction on a road, path, or any line

:
We walked along the beach.
Sahil boyunca yürüdük.
A car drove slowly along the street.
Bir araba cadde boyunca yavaşça ilerledi.
2.

ile, birlikte

in addition to; with

:
I'll bring some snacks along.
Yanımda biraz atıştırmalık getireceğim.
She brought her friends along to the party.
Partiye arkadaşlarını da getirdi.
1.

ile birlikte, uyumlu olarak

in addition to someone or something else

:
I'd like to go along with that idea.
Bu fikre katılmak isterim.
The new policy goes along with our company values.
Yeni politika şirket değerlerimizle uyumlu.