zap

US /zæp/
UK /zæp/
"zap" picture
1.

yok etmek, silmek

destroy or defeat (something or someone) with a sudden blow or burst of energy

:
•
The superhero used his laser to zap the alien invaders.
Süper kahraman, uzaylı istilacıları yok etmek için lazerini kullandı.
•
Just one click and you can zap all the unwanted files.
Tek bir tıklamayla tüm istenmeyen dosyaları silebilirsiniz.
:
destroyeliminateeradicateobliterateannihilate
2.

hızla geçmek, hızla değiştirmek

move quickly or suddenly

:
•
The car zapped past us on the highway.
Araba otoyolda yanımızdan hızla geçti.
•
He zapped through the channels with the remote control.
Uzaktan kumandayla kanalları hızla değiştirdi.
:
dartflashwhizzoomflick
1.

şaklama, acı

a sudden burst of energy or a quick movement

:
•
With a quick zap, the light came on.
Hızlı bir şaklama ile ışık yandı.
•
He felt a sudden zap of pain in his arm.
Kolunda aniden bir acı hissetti.
:
joltflashburstsurgeshock
1.

şak, pat

used to represent the sound of a sudden, quick movement or action, often involving energy or electricity

:
•
And just like that, zap! The light went out.
Ve işte öyle, şak! Işık söndü.
•
He pressed the button, and zap! The door opened.
Düğmeye bastı ve şak! Kapı açıldı.
:
powwhambangwhoosh