welcome

US /ˈwel.kəm/

UK /ˈwel.kəm/

karşılamak, ağırlamak

greet (someone) in a polite or friendly way on their arrival

•

We welcomed the new neighbors to the community.

Yeni komşuları topluluğa karşıladık.

•

The host welcomed us with a warm smile.

Ev sahibi bizi sıcak bir gülümsemeyle karşıladı.

hoş geldin, rica ederim

used as a polite formula to a person arriving or to one to whom something is offered or given

•

Welcome to our home!

Evimize hoş geldiniz!

•

You are welcome to stay as long as you like.

İstediğin kadar kalabilirsin, hoş geldin.

hoş karşılanan, memnuniyetle karşılanan

(of a guest or new arrival) gladly received

•

The new policy was a welcome change.

Yeni politika memnuniyetle karşılanan bir değişiklikti.

•

Any help would be most welcome.

Her türlü yardım çok makbule geçer.

karşılama, ağırlama

a polite or friendly reception or greeting

•

They gave us a warm welcome.

Bize sıcak bir karşılama yaptılar.

•

We received a grand welcome at the airport.

Havaalanında büyük bir karşılama aldık.