walker

US /ˈwɑː.kɚ/
UK /ˈwɑː.kɚ/
"walker" picture
1.

yürüyüşçü, yürüyen

a person who walks, especially for exercise or pleasure

:
She is an avid walker and enjoys hiking in the mountains.
O hevesli bir yürüyüşçü ve dağlarda yürüyüş yapmaktan hoşlanır.
The park is popular with dog walkers.
Park, köpek gezdiricileri arasında popülerdir.
2.

yürüteç, bebek yürüteci

a frame with wheels or rockers for a baby to sit in and move around in

:
The baby is learning to walk using a walker.
Bebek, bir yürüteç kullanarak yürümeyi öğreniyor.
She put the toddler in the walker to keep him entertained.
Yürümeye başlayan çocuğu eğlendirmek için yürütece koydu.
3.

yürüteç, destekli yürüteç

a frame used by a person with a disability or injury to help them walk

:
After the surgery, he needed a walker to move around.
Ameliyattan sonra hareket etmek için bir yürüteçe ihtiyacı vardı.
The elderly woman relied on her walker for stability.
Yaşlı kadın denge için yürüteçine güveniyordu.