visual
US /ˈvɪʒ.u.əl/
UK /ˈvɪʒ.u.əl/
1.
görsel, görme ile ilgili
relating to seeing or sight
:
•
The artist has a strong visual sense.
Sanatçının güçlü bir görsel algısı var.
•
The presentation included many helpful visual aids.
Sunumda birçok faydalı görsel yardımcı vardı.
1.
görsel, resim
a picture, piece of film, or other item used to illustrate or accompany something
:
•
The documentary used powerful visuals to tell the story.
Belgesel, hikayeyi anlatmak için güçlü görseller kullandı.
•
The concert featured stunning light shows and impressive visuals.
Konserde çarpıcı ışık gösterileri ve etkileyici görseller yer aldı.