variety

US /vəˈraɪ.ə.t̬i/
UK /vəˈraɪ.ə.t̬i/
"variety" picture
1.

çeşitlilik, farklılık

the quality or state of being different or diverse; the absence of uniformity or monotony.

:
•
The store offers a wide variety of products.
Mağaza geniş bir ürün yelpazesi sunuyor.
•
She enjoys the variety of tasks in her new job.
Yeni işindeki görev çeşitliliğinden hoşlanıyor.
:
diversityassortmentrangemixturecollection
2.

çeşit, tür

a thing which differs in some way from others of the same general class or group; a type.

:
•
This is a rare variety of rose.
Bu nadir bir gül çeşididir.
•
There are many varieties of apples available.
Birçok elma çeşidi mevcuttur.
:
typekindsortformbreed
3.

çeşit, koleksiyon

a collection of different things, especially of the same general type.

:
•
The show featured a variety of musical acts.
Gösteride çeşitli müzik performansları yer aldı.
•
He added a variety of spices to the dish.
Yemeğe çeşitli baharatlar ekledi.
:
assortmentselectionarrayrangecollection
:
garden-variety