tusk
US /tʌsk/
UK /tʌsk/
1.
fildişi, diş
a long, pointed tooth, usually one of a pair, projecting outside the mouth of an animal such as an elephant, walrus, or wild boar
:
•
The elephant's magnificent tusks were a sight to behold.
Filin muhteşem fildişleri görülmeye değerdi.
•
Walruses use their long tusks to pull themselves onto ice.
Morslar uzun dişlerini buzun üzerine çıkmak için kullanırlar.
1.
dişlemek, fildişiyle yaralamak
to gore or wound with a tusk
:
•
The wild boar might tusk anyone who approaches its young.
Yaban domuzu, yavrularına yaklaşan herkesi dişleyebilir.
•
The enraged elephant began to tusk the fallen tree.
Öfkeli fil devrilen ağacı dişlemeye başladı.