transcend
US /trænˈsend/
UK /trænˈsend/
1.
aşmak, üstün olmak
be or go beyond the range or limits of (something abstract, typically a conceptual field or division)
:
•
The artist's work transcends cultural boundaries.
Sanatçının eseri kültürel sınırları aşıyor.
•
His achievements transcend those of his predecessors.
Başarıları, seleflerinin başarılarını aşıyor.
2.
aşmak, bağımsız olmak
exist above and independent of (material realm or universe)
:
•
Some philosophies believe that God transcends the physical world.
Bazı felsefeler Tanrı'nın fiziksel dünyayı aştığına inanır.
•
The soul is said to transcend the body.
Ruhun bedeni aştığı söylenir.