subtitle
US /ˈsʌbˌtaɪ.t̬əl/
UK /ˈsʌbˌtaɪ.t̬əl/

1.
alt başlık
a secondary title of a book, article, or other publication
:
•
The book had an intriguing main title and a descriptive subtitle.
Kitabın ilgi çekici bir ana başlığı ve açıklayıcı bir alt başlığı vardı.
•
Each chapter began with a clear heading and a brief subtitle.
Her bölüm net bir başlık ve kısa bir alt başlık ile başlıyordu.
2.
altyazı
a caption displayed at the bottom of a cinema or television screen that translates or transcribes the dialogue or narrative
:
•
Turn on the subtitles so we can understand the foreign film.
Yabancı filmi anlayabilmemiz için altyazıları açın.
•
The news broadcast included closed subtitles for the hearing impaired.
Haber yayını, işitme engelliler için kapalı altyazılar içeriyordu.
1.
altyazılamak
provide (a film or broadcast) with subtitles
:
•
They decided to subtitle the documentary for international release.
Belgeseli uluslararası gösterim için altyazılamak istediler.
•
It takes a lot of effort to accurately subtitle a live broadcast.
Canlı yayını doğru bir şekilde altyazılamak çok çaba gerektirir.