sublimate

US /ˈsʌb.lə.meɪt/
UK /ˈsʌb.lə.meɪt/
"sublimate" picture
1.

yüceltmek, dönüştürmek

to redirect the energy of a primitive or instinctual impulse into a more socially acceptable activity

:
He tried to sublimate his anger into creative writing.
Öfkesini yaratıcı yazmaya yüceltmeye çalıştı.
Artists often sublimate their personal struggles into their work.
Sanatçılar genellikle kişisel mücadelelerini eserlerine yüceltirler.
2.

süblimleşmek, katıdan doğrudan gaza geçmek

to change directly from solid to vapor without melting

:
Dry ice will sublimate at room temperature.
Kuru buz oda sıcaklığında süblimleşir.
Iodine can also sublimate when heated.
İyot da ısıtıldığında süblimleşebilir.