sty

US /staɪ/
UK /staɪ/
"sty" picture
1.

domuz ağılı, domuz ahırı

a pigpen

:
The farmer cleaned out the pig's sty.
Çiftçi domuzun ağılını temizledi.
The pigs were happily wallowing in their muddy sty.
Domuzlar çamurlu ağıllarında mutlu bir şekilde yuvarlanıyorlardı.
2.

arpacık

a small inflamed lump on the edge of an eyelid, caused by bacterial infection of a hair follicle or sebaceous gland

:
She had a painful sty on her right eyelid.
Sağ göz kapağında ağrılı bir arpacık vardı.
Warm compresses can help reduce the swelling of a sty.
Sıcak kompresler arpacık şişliğini azaltmaya yardımcı olabilir.
3.

ahır, dağınıklık

a place that is extremely dirty and untidy

:
His room was a complete sty after the party.
Partiden sonra odası tam bir ahır gibiydi.
I can't believe you live in such a sty!
Böyle bir ahırda yaşadığına inanamıyorum!