stick out

US /stɪk aʊt/
UK /stɪk aʊt/
"stick out" picture
1.

fark edilmek, göze çarpmak

to be easily seen or noticed

:
•
His bright red hat made him stick out in the crowd.
Parlak kırmızı şapkası onu kalabalıkta fark edilir kıldı.
•
Her talent for singing really makes her stick out from the rest of the students.
Şarkı söyleme yeteneği onu diğer öğrencilerden gerçekten ayırt ediyor.
:
stand outbe conspicuousbe prominentbe noticeablebe obvious
2.

çıkıntı yapmak, dışarı fırlamak

to project or extend beyond a surface

:
•
A small branch was sticking out from the tree.
Ağaçtan küçük bir dal çıkıntı yapıyordu.
•
He had a piece of paper sticking out of his pocket.
Cebinden bir parça kağıt çıkıntı yapıyordu.
:
protrudeprojectjut outextendbulge
:
stickstick withstick tostick atstick bystick your neck outfish stick