specifically
US /spəˈsɪf.ɪ.kəl.i/
UK /spəˈsɪf.ɪ.kəl.i/

1.
özellikle, spesifik olarak, kesinlikle
in a precise or exact manner
:
•
I asked him specifically not to touch my desk.
Ona özellikle masama dokunmamasını söyledim.
•
The instructions state specifically that you must use a blue pen.
Talimatlar özellikle mavi kalem kullanmanız gerektiğini belirtiyor.
2.
özellikle, belli bir amaç için, hususen
for a particular purpose, reason, or person
:
•
This book was written specifically for young adults.
Bu kitap özellikle genç yetişkinler için yazıldı.
•
The software was designed specifically for this type of task.
Yazılım özellikle bu tür bir görev için tasarlandı.