especially
US /ɪˈspeʃ.əl.i/
UK /ɪˈspeʃ.əl.i/

1.
özellikle, bilhassa
to a great extent; more than usual or more than others
:
•
I love all fruits, but especially mangoes.
Tüm meyveleri severim, ama özellikle mangoyu.
•
The climate is very cold, especially in winter.
İklim çok soğuk, özellikle kışın.
2.
özellikle, hususi olarak
for a specific purpose or person
:
•
This book was written especially for young readers.
Bu kitap özellikle genç okuyucular için yazıldı.
•
She prepared the meal especially for her guests.
Yemeği özellikle misafirleri için hazırladı.