sourness
US /ˈsaʊr.nəs/
UK /ˈsaʊr.nəs/

1.
ekşilik, asitlik
the quality of being sour; acidity.
:
•
The sourness of the lemon made her eyes water.
Limonun ekşiliği gözlerini yaşarttı.
•
He added sugar to reduce the sourness of the sauce.
Sosun ekşiliğini azaltmak için şeker ekledi.
2.
ekşilik, huysuzluk, somurtkanlık
a disagreeable or unpleasant quality or disposition.
:
•
There was a certain sourness in his tone when he spoke about his ex-colleague.
Eski meslektaşı hakkında konuşurken sesinde belli bir ekşilik vardı.
•
The constant criticism led to a general sourness in their relationship.
Sürekli eleştiri, ilişkilerinde genel bir ekşiliğe yol açtı.