soon

US /suːn/
UK /suːn/
"soon" picture
1.

yakında, kısa süre içinde

in a short time; before long

:
I'll be home soon.
Yakında evde olacağım.
We hope to see you again soon.
Sizi yakında tekrar görmeyi umuyoruz.
2.

erken, daha erken

early

:
The train arrived sooner than expected.
Tren beklenenden daha erken geldi.
I'd rather do it sooner than later.
Onu er ya da geç yapmaktansa şimdi yapmayı tercih ederim.