skydiving
US /ˈskaɪˌdaɪ.vɪŋ/
UK /ˈskaɪˌdaɪ.vɪŋ/

1.
paraşütle atlama, serbest düşüş
the sport or activity of jumping from an aircraft and falling through the air before opening a parachute
:
•
She went skydiving for her 30th birthday.
30. doğum gününde paraşütle atlamaya gitti.
•
Skydiving offers an incredible adrenaline rush.
Paraşütle atlama inanılmaz bir adrenalin patlaması sunar.
1.
paraşütle atlamak, serbest düşüş yapmak
the act of performing skydiving
:
•
They spent the afternoon skydiving over the mountains.
Öğleden sonrayı dağların üzerinde paraşütle atlayarak geçirdiler.
•
He's considering skydiving as a new hobby.
Yeni bir hobi olarak paraşütle atlamayı düşünüyor.