sigh
US /saɪ/
UK /saɪ/
1.
iç çekme, ah
to emit a long, deep, audible breath expressing sadness, relief, tiredness, or a similar feeling
:
•
She let out a deep sigh of relief when she heard the good news.
İyi haberi duyduğunda derin bir rahatlama iç çekti.
•
He gave a weary sigh and continued working.
Yorgun bir iç çekti ve çalışmaya devam etti.
1.
iç çekmek, ah çekmek
to emit a long, deep, audible breath expressing sadness, relief, tiredness, or a similar feeling
:
•
She sighed with contentment as she settled into the comfortable chair.
Rahat koltuğa yerleşirken memnuniyetle iç çekti.
•
The old man sighed deeply, remembering his youth.
Yaşlı adam gençliğini hatırlayarak derin bir iç çekti.