shut in
US /ʃʌt ɪn/
UK /ʃʌt ɪn/
1.
kapatmak, hapsetmek, izole etmek
to confine or enclose someone or something within a space, often implying restriction or isolation
:
•
The heavy rain forced them to shut in the animals.
Şiddetli yağmur onları hayvanları içeri kapatmaya zorladı.
•
She felt completely shut in by her illness.
Hastalığı yüzünden kendini tamamen kapanmış hissetti.
1.
eve kapanık kişi, münzevi
a person who is confined to their home or a particular place, often due to illness or disability
:
•
The elderly woman became a shut-in after her fall.
Yaşlı kadın düşüşünden sonra eve kapanık biri oldu.
•
Volunteers deliver meals to shut-ins in the community.
Gönüllüler toplulukta eve kapanık kişilere yemek dağıtıyor.
1.
eve kapanık, izole edilmiş
confined to one's home or a particular place, often due to illness or disability
:
•
He has been shut in for weeks due to his broken leg.
Kırık bacağı yüzünden haftalardır eve kapanık kaldı.
•
The storm left many people shut in without power.
Fırtına birçok kişiyi elektriksiz bir şekilde eve kapanık bıraktı.