shoot up

US /ʃuːt ʌp/
UK /ʃuːt ʌp/
"shoot up" picture
1.

hızla büyümek, fırlamak

to grow very quickly

:
•
The plants shot up after the rain.
Yağmurdan sonra bitkiler hızla büyüdü.
•
My son has really shot up this year.
Oğlum bu yıl gerçekten boy attı.
:
sproutsurgeskyrocketmushroomburgeon
2.

hızla artmak, fırlamak

to increase rapidly in amount or level

:
•
Prices for gas have shot up recently.
Gaz fiyatları son zamanlarda fırladı.
•
His blood pressure shot up after the stressful meeting.
Stresli toplantıdan sonra tansiyonu fırladı.
:
soarescalaterocketsurgeclimb
3.

uyuşturucu enjekte etmek

to inject oneself with an illegal drug

:
•
He was found in the alley, having just shot up.
Sokakta, az önce uyuşturucu almış halde bulundu.
•
The police suspect he might have shot up before the incident.
Polis, olaydan önce uyuşturucu almış olabileceğinden şüpheleniyor.
:
injectmainlinefix
4.

kurşunlamak, ateş etmek

to damage or kill people or things by shooting

:
•
The gang members shot up the rival's car.
Çete üyeleri rakibin arabasını kurşunladı.
•
The police were called after someone shot up the local store.
Birisi yerel dükkanı kurşunladıktan sonra polis çağrıldı.
:
riddleperforateblastspraypepper
:
shootingshootshoot downshooting guardtrap shootingshoot offshoot through