shave

US /ʃeɪv/
UK /ʃeɪv/
"shave" picture
1.

tıraş etmek

to remove hair from the body, especially the face, by cutting it close to the skin with a razor or shaver

:
•
He needs to shave his beard.
Sakalını tıraş etmesi gerekiyor.
•
She decided to shave her legs for the summer.
Yaz için bacaklarını tıraş etmeye karar verdi.
:
trimcutclip
2.

kısaltmak, azaltmak

to reduce a quantity or amount by a small degree

:
•
The company managed to shave a few minutes off the production time.
Şirket, üretim süresinden birkaç dakika kısaltmayı başardı.
•
We need to shave costs wherever possible.
Maliyetleri mümkün olduğunca kısaltmamız gerekiyor.
:
reducecuttrimpareclip
1.

tıraş

an act of shaving

:
•
He had a quick shave before work.
İşten önce hızlı bir tıraş oldu.
•
She prefers a wet shave.
Islak tıraşı tercih ediyor.
:
trimcutclip
:
shavingclose shave