railing
US /ˈreɪ.lɪŋ/
UK /ˈreɪ.lɪŋ/
1.
korkuluk, tırabzan, parmaklık
a fence or barrier made of rails
:
•
The child held onto the stair railing as he walked down.
Çocuk merdivenlerden inerken tırabzana tutundu.
•
They installed a new safety railing around the balcony.
Balkonun etrafına yeni bir güvenlik korkuluğu taktılar.
2.
söylenme, şikayet, protesto
a continuous or repeated act of complaining or protesting angrily
:
•
His constant railing against the government grew tiresome.
Hükümete karşı sürekli söylenmesi sıkıcı hale geldi.
•
She launched into a long railing about the unfairness of the system.
Sistemin adaletsizliği hakkında uzun bir söylenmeye başladı.