quest

US /kwest/
UK /kwest/
"quest" picture
1.

arayış, görev

a long or arduous search for something

:
The knights embarked on a dangerous quest for the Holy Grail.
Şövalyeler Kutsal Kase için tehlikeli bir arayışa çıktılar.
Her lifelong quest for knowledge led her to many universities.
Hayat boyu süren bilgi arayışı onu birçok üniversiteye götürdü.
1.

aramak, peşine düşmek

search for something

:
They quested for a new land to settle.
Yeni bir yerleşim yeri arayıp durdular.
The hero must quest through the enchanted forest.
Kahraman büyülü ormanda arayışa çıkmalı.