psychotic kelimesinin Türkçe anlamı
psychotic İngilizce'de ne anlama geliyor? Lingoland ile bu kelimenin anlamını, telaffuzunu ve özel kullanımını keşfedin
psychotic
US /saɪˈkɑː.t̬ɪk/
UK /saɪˈkɑː.t̬ɪk/

Sıfat
1.
psikotik
suffering from or relating to a psychosis.
Örnek:
•
He was diagnosed with a psychotic disorder.
Ona psikotik bir bozukluk teşhisi konuldu.
•
The patient exhibited severe psychotic symptoms.
Hasta şiddetli psikotik semptomlar gösterdi.
2.
çılgın, deli
(informal) wild, crazy, or extremely irrational.
Örnek:
•
His reaction was completely psychotic; he just started screaming for no reason.
Tepkisi tamamen çılgıncaydı; sebepsiz yere çığlık atmaya başladı.
•
That movie was so intense, almost psychotic in its portrayal of violence.
O film o kadar yoğundu ki, şiddet tasviri neredeyse psikotikti.
İsim
1.
psikotik
a person suffering from a psychosis.
Örnek:
•
The hospital admitted a new psychotic yesterday.
Hastane dün yeni bir psikotik kabul etti.
•
He was acting like a complete psychotic, yelling at imaginary people.
Hayali insanlara bağırarak tam bir psikotik gibi davranıyordu.
Eş Anlamlı:
Bu kelimeyi Lingoland'da öğren