profile
US /ˈproʊ.faɪl/
UK /ˈproʊ.faɪl/
1.
profil, yan görünüş
an outline of something, especially a person's head, seen from one side
:
•
The artist drew a beautiful profile of her face.
Sanatçı, yüzünün güzel bir profilini çizdi.
•
His strong nose was prominent in his profile.
Güçlü burnu profilinde belirgindi.
2.
profil, biyografi
a short biographical sketch or a summary of a person's characteristics or achievements
:
•
The magazine featured a detailed profile of the successful entrepreneur.
Dergi, başarılı girişimcinin ayrıntılı bir profilini yayınladı.
•
She updated her online profile with her latest achievements.
En son başarılarıyla çevrimiçi profilini güncelledi.
1.
profilini çıkarmak, tanımlamak
to represent in outline; to draw or write a profile of
:
•
The architect will profile the building's exterior design.
Mimar, binanın dış tasarımını profilleyecek.
•
The journalist was asked to profile the new CEO.
Gazeteciden yeni CEO'nun profilini çıkarması istendi.