portion

US /ˈpɔːr.ʃən/
UK /ˈpɔːr.ʃən/
"portion" picture
1.

kısım, pay, porsiyon

a part of a whole; a share

:
•
He ate a large portion of the cake.
Pastanın büyük bir kısmını yedi.
•
Each student received an equal portion of the prize money.
Her öğrenci ödül parasının eşit bir kısmını aldı.
:
sharepartsegmentslicepiece
2.

porsiyon, miktar

an amount of food suitable for one person

:
•
The restaurant serves generous portions.
Restoran cömert porsiyonlar sunuyor.
•
I asked for a smaller portion of pasta.
Daha küçük bir porsiyon makarna istedim.
:
servinghelpingamountquantity
1.

paylaştırmak, porsiyonlamak, bölmek

to divide into portions; to distribute

:
•
The inheritance was portioned among the children.
Miras çocuklar arasında paylaştırıldı.
•
She carefully portioned out the ingredients for the recipe.
Tarif için malzemeleri dikkatlice paylaştırdı.
:
dividedistributeallocateapportionration