pirate
US /ˈpaɪr.ət/
UK /ˈpaɪr.ət/
1.
korsan
a person who attacks and robs ships at sea
:
•
The ship was attacked by pirates.
Gemi korsanlar tarafından saldırıya uğradı.
•
Stories of daring pirates often involve hidden treasure.
Cesur korsanların hikayeleri genellikle gizli hazineleri içerir.
2.
korsan, telif hakkı ihlalcisi
a person who illegally reproduces or distributes copyrighted material
:
•
Software pirates cost companies millions of dollars.
Yazılım korsanları şirketlere milyonlarca dolara mal oluyor.
•
He was accused of being a music pirate.
Müzik korsanı olmakla suçlandı.
1.
korsanlamak, telif hakkını ihlal etmek
to illegally reproduce or distribute copyrighted material
:
•
It is illegal to pirate movies.
Film korsanlığı yapmak yasa dışıdır.
•
They tried to pirate the software, but failed.
Yazılımı korsanlamak istediler ama başaramadılar.