bootleg

US /ˈbuːt.leɡ/
UK /ˈbuːt.leɡ/
"bootleg" picture
1.

kaçak, yasa dışı

made, distributed, or sold illegally

:
They were caught selling bootleg copies of the movie.
Filmin kaçak kopyalarını satarken yakalandılar.
The band released a bootleg album with live recordings.
Grup, canlı kayıtlarla bir kaçak albüm çıkardı.
1.

kaçakçılık yapmak, yasa dışı üretmek

make, distribute, or sell (goods) illegally

:
They tried to bootleg alcohol during Prohibition.
Yasak döneminde alkolü kaçak yollarla üretmeye çalıştılar.
It's illegal to bootleg movies.
Film kaçakçılığı yapmak yasa dışıdır.
1.

kaçak kayıt, yasa dışı ürün

an illegally made, distributed, or sold recording, especially of a musical performance

:
Fans traded rare concert bootlegs.
Hayranlar nadir konser kaçak kayıtlarını takas etti.
He has a collection of old jazz bootlegs.
Eski caz kaçak kayıtları koleksiyonu var.