palette
US /ˈpæl.ət/
UK /ˈpæl.ət/
1.
palet
a thin board or slab on which an artist lays and mixes colors
:
•
The artist squeezed tubes of paint onto her wooden palette.
Ressam, boya tüplerini ahşap paletine sıktı.
•
He cleaned his palette thoroughly after finishing the painting.
Resmi bitirdikten sonra paletini iyice temizledi.
2.
renk paleti, renk yelpazesi
the range of colors used by a particular artist or in a particular painting
:
•
The painting featured a vibrant palette of blues and greens.
Resim, canlı bir mavi ve yeşil paletine sahipti.
•
Her artistic palette often includes earthy tones.
Sanatsal paleti genellikle toprak tonlarını içerir.
3.
yelpaze, çeşitlilik
a range of choices, options, or elements available to someone
:
•
The new software offers a wide palette of tools for graphic design.
Yeni yazılım, grafik tasarım için geniş bir araç yelpazesi sunuyor.
•
The chef uses a diverse palette of flavors in his dishes.
Şef, yemeklerinde çeşitli bir lezzet yelpazesi kullanır.