organic
US /ɔːrˈɡæn.ɪk/
UK /ɔːrˈɡæn.ɪk/

1.
organik
produced or grown without artificial chemicals
:
•
We only buy organic vegetables.
Sadece organik sebzeler alıyoruz.
•
This farm specializes in organic farming.
Bu çiftlik organik tarım konusunda uzmanlaşmıştır.
2.
organik
relating to or derived from living matter
:
•
The soil is rich in organic matter.
Toprak organik madde açısından zengindir.
•
Carbon is a key element in organic chemistry.
Karbon, organik kimyada anahtar bir elementtir.
3.
organik, doğal
developing in a natural or spontaneous way, without external influence
:
•
The company's growth has been entirely organic.
Şirketin büyümesi tamamen organik oldu.
•
Their relationship developed in an organic way.
İlişkileri organik bir şekilde gelişti.