off the beaten track
US /ɔf ðə ˈbiːtn træk/
UK /ɔf ðə ˈbiːtn træk/

1.
alışılmışın dışında, kimsenin bilmediği
in a place where few people go, far from any main roads or towns
:
•
We found a charming little cafe off the beaten track.
Alışılmışın dışında şirin bir kafe bulduk.
•
Their cabin is located off the beaten track, deep in the woods.
Kulübeleri, ormanın derinliklerinde, alışılmışın dışında bir yerde bulunuyor.
2.
alışılmışın dışında, sıra dışı
unusual or unconventional
:
•
Her ideas are a bit off the beaten track, but they are often brilliant.
Fikirleri biraz alışılmışın dışında ama genellikle dahice.
•
He prefers to take an approach that is off the beaten track.
Alışılmışın dışında bir yaklaşım sergilemeyi tercih ediyor.