moor

US /mʊr/
UK /mʊr/
"moor" picture
1.

bozkır, bataklık

a tract of open uncultivated upland; a heath

:
•
The sheep grazed peacefully on the vast moor.
Koyunlar geniş bozkırda huzur içinde otluyordu.
•
A thick fog rolled across the desolate moor.
Yoğun bir sis ıssız bozkırın üzerine çöktü.
:
heathbogfenmarshswamp
2.

Mağribi, Mağribi'ye ait

a member of a Muslim people of NW Africa, formerly inhabiting parts of Spain, Sicily, and Malta

:
•
The history of the Moors in Spain is rich and complex.
İspanya'daki Moorların tarihi zengin ve karmaşıktır.
•
The architecture shows strong influences from the Moorish period.
Mimari, Mağribi döneminden güçlü etkiler taşımaktadır.
1.

bağlamak, demirlemek

make fast (a boat) by attaching it by cable or rope to the shore or to an anchor

:
•
The captain ordered the crew to moor the ship to the dock.
Kaptan mürettebata gemiyi iskeleye bağlamalarını emretti.
•
We decided to moor our small boat in the calm bay.
Küçük teknemizi sakin koya bağlamaya karar verdik.
:
dockberthtie upanchorfasten