mistaken

US /mɪˈsteɪ.kən/
UK /mɪˈsteɪ.kən/
"mistaken" picture
1.

yanlış, hatalı

wrong in one's opinion or judgment

:
You are completely mistaken if you think I'm going to agree with that.
Buna katılacağımı düşünüyorsan tamamen yanılıyorsun.
I must have been mistaken about the time.
Saat konusunda yanılmış olmalıyım.
1.

karıştırmak, yanlış anlamak

to be wrong about something or someone

:
I mistook him for his brother.
Onu kardeşiyle karıştırdım.
Don't mistake my kindness for weakness.
İyiliğimi zayıflıkla karıştırma.