mimic
US /ˈmɪm.ɪk/
UK /ˈmɪm.ɪk/
1.
2.
taklit etmek, benzemek
resemble (a type of biological protective coloration or adaptation) for the sake of camouflage or protection.
:
•
Some insects mimic leaves to avoid predators.
Bazı böcekler avcılardan kaçınmak için yaprakları taklit eder.
•
The harmless snake will mimic the venomous one to deter threats.
Zararsız yılan, tehditleri caydırmak için zehirli olanı taklit edecek.
1.
taklitçi, benzetici
a person who imitates or copies the behavior or mannerisms of others.
:
•
He's a great mimic, always making us laugh with his impressions.
Harika bir taklitçi, taklitleriyle bizi her zaman güldürüyor.
•
The parrot was a perfect mimic of human speech.
Papağan insan konuşmasının mükemmel bir taklitçisiydi.
2.
taklit, kopya
a copy or imitation of something.
:
•
The robot was a crude mimic of human movement.
Robot, insan hareketinin kaba bir taklidiydi.
•
The painting was a clever mimic of the original masterpiece.
Resim, orijinal başyapıtın zekice bir taklidiydi.
1.
taklitçi, benzetici
imitative, especially for satirical effect.
:
•
His performance was a brilliant mimic portrayal of the president.
Performansı, başkanın parlak bir taklitçi tasviriydi.
•
The bird's song was a perfect mimic of the human whistle.
Kuşun şarkısı insan ıslığının mükemmel bir taklidiydi.