materiality
US /məˌtɪriˈæləti/
UK /məˌtɪriˈæləti/
1.
maddesellik, fiziksel varlık
the quality or state of being material; physical existence.
:
•
The artist explored the materiality of clay in her sculptures.
Sanatçı, heykellerinde kilin maddeselliğini keşfetti.
•
The philosopher discussed the materiality of the human body.
Filozof, insan vücudunun maddeselliğini tartıştı.
2.
önem, maddilik
the quality or state of being relevant or significant.
:
•
The auditor assessed the materiality of the financial misstatements.
Denetçi, finansal yanlış beyanların önemini değerlendirdi.
•
The court considered the materiality of the new evidence.
Mahkeme, yeni delillerin önemini değerlendirdi.