leave out
US /liːv aʊt/
UK /liːv aʊt/

1.
atlamak, hariç tutmak, dışarıda bırakmak
to omit or exclude someone or something
:
•
Please don't leave out any important details when you tell the story.
Hikayeyi anlatırken lütfen önemli detayları atlamayın.
•
They decided to leave out the controversial chapter from the book.
Kitaptan tartışmalı bölümü çıkarmaya karar verdiler.
2.
dışarıda bırakmak, dahil etmemek
to not include someone in an activity or group
:
•
Don't leave me out of the plans for the party!
Parti planlarından beni dışarıda bırakma!
•
She felt left out when her friends went to the movies without her.
Arkadaşları onsuz sinemaya gittiğinde kendini dışlanmış hissetti.